HADİ BE MUSTAFA!

Mustafa’nın dişleri ağrıyor diye 2014’ten öncesi yazı yazmıştım. Okuyucularım bu ince mizah yazıma çok ilgi göstermişler ve aynı günde yüzlerce telefon ve sosyal medya da beğeniler almıştım.
Şimdi de bizim Mustafa’nın en çokta azı dişleri ağrıyor. Dişçi bir kardeşim, bir gün bana şöyle demişti:
Recep Abi, tüm diş ağrıları kötü ağrılardır ama azı dişin ağrısı en kötüsüdür. Ağıran diş sanki beynine beynine vurur gibi ağırır.
Bizim Mustafa’nın da birçok dişi ağrıyor da. O yüzden hangisinin onu canından bezdirdiğini kestiremiyor. Kesin olarak bu azı dişi ağrısından bir kurtulsa bozulan kimyası değişecek.
Bakın şaka yapmıyorum. Gerçekten son 3 yıldır artarak devam eden diş ağrıları yüzünden baş ağrıları da geçmiyor. Biri bitmeden ötekinde başlayan iltihaplanmaları geçireceğim derken, aldığı antibiyotikler yüzünden de ister istemez Mustafa’nın biyokimyası da bozulmaya başladı.
Aslında Mustafa, ağıran dişlerinden kurtulmak istemediğinden mi acaba esastan bir tedavi yerine, ağrı kesicilerle idare ediyor dersiniz.
Bana göre Mustafa’nın azı dişi, İmar Müdürlüğüdür. Burada yıllardır süren sancılardan Mustafa şikayetçi olarak 2009’da göreve geldi ama, bir türlü 5 yıl boyunca o çürük dişlerle yaşamayı tercih etti.
Bu konuda kendi çevresinden başka, muhalefetten de çeşit çeşit yorumlar yapılsa da bizim Mustafa o yanlışları yapmaz.
Ben Mustafa’nın asla yamuk işlerde, akçeli işlere de, gönül işlerine de asla bulaşmayacağına inanırım, 2009’a kadar çok eleştirdiği hatta gelir gelmez göndereceğim dediği kızcağıza acıdığından bir şey yapmamıştır.
Her ne kadar çok inatçı ve kindar yakıştırmaları ile eleştirilse de, o kadarda değildir canım!
Neyse, ondan kurtulunca, Mustafa’nın azı dişinin de ağrısının biteceğini sanmıştık. En azından baş ağrılarının da son bulacağını.
Gelen gideni aratır derler ya. Bu gelenler bırakın gideni aratmayı, üzerine tüy diktiler. Mustafa yağmurdan kaçarken doluya değil, eksi 45 derece de ve saatte 120 km hızla esen kar tipisine girdi.
1965’te Karlıova’da, Erzurum-Bingöl arasında böyle bir kar tipisine yakalandığım için vallahi ölmeyi bile istemiştim.
Bizim Mustafa’nın 2014’ten önce dişleri ağırıyordu. Ara ara çürük dişlerinden acısı vardı. Ama şimdi, 2014’ten sonra “AZI DİŞİ” ağırıyor. Evet, tamda son 3 yıldır artarak süren bu imardaki sancı bizim Mustafa’nın 32 dişinin de dökülmesine neden olacağa benziyor. Eskiden burada bir, sonra 2 mimar ile 2 teknisyen vardı. Şimdi, oturacak yer yok.
Mimar, Makine Mühendisi, Elektrik Mühendisi, bir sürü adam kendilerine verilen projeleri en erken 3-4 ayda çıkararak adeta Mustafa’yı 2019 seçimlerinde “ATEŞE” atıyorlar.
Hem de davulgu odunu ateşine değil. Termik santraldeki 3 bin derecelik ana bacanın ateşine!
Buradaki, çalışanlara verdiğin yetkinin anlaşılmadığına inanmıyorum. Bu yetkiyle sana tuzak kurulduğuna inanıyorum. Siz belki kendi işlerinizde ve de müteahhit meclis üyelerin verdikleri işlemlerinde rahat olabilirsiniz ama Gelibolu’da iş yapan 30-40 müteahhit, hepsi de isyanlardalar.
Hiçbir tek kişi bile İmar Müdürün başta, hiç birinden memnun değildir.
Benim orada hiç işim olmaz. Ama onlarca kere gittim, kapıdan ne zaman baktımsa, hepsini masalarının başında uzun oturur, kebap yaparken gördüm. Kimsenin önünde projede görmedim. Yalnız buranın tam bir çiftlik olduğunu, ama bu çiftliğin ne kahyası ne de patronun bu işlerden haberi bile olmadığını gördüm.
Pazartesiye: Çevre il ve ilçelerde projeler kaç günde çıkıyor. Gelibolu’da kaç günde ve de neden İl Şehircilik Müdürlüğü’nün önerisini kabul etmediğinizi okuyalım.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.