Raif Bey’in öncesinde de, Raif döneminin de tabiri yerindeyse bir enkaz kaldırma olarak düşünebiliriz.Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonrası , Türkiye’nin siyasi yapılaşması Bakanlıkların teşkilatlanıp, il, ilçelerde teşkilatlarının kurulmaları zaten üç beş yılı bulmuştur.
İlçemizin 1.Dünya Savaşı’nda bombalanmadık yeri kalmamıştı.1950’den sonra bile ve bugün de yer yer savaşın yıkıntıları, yeni yeni başlayan yapılaşmalar sırasında da temel kazıları sonrası koca koca bombaların çıkmaları Gelibolu’daki yıkıntıların dehşetini anlatmaya yetiyordu.
Belediye teşkilatında ne bir yangın söndürebilecek arazör, ne de bir kamyon bile yoktu.İlk etapta şehrin temizliğini sağlamak için merhum Arnavut Kamil Abi’nin çavuşluğunda bir temizlik ve tamirat ekibi kurulmuştu.İlk etapta üç daha sonra da iki tane daha eklenerek hatla çekilen çöp arabaları yapıldı.Kolordunun önündeki ile iskele meydanındaki düzenlemelerle ilk meydanlar meydana çıkarıldı.
Atatürk ve İsmet İnönü’nün adlarının verildiği meydanlara heykelleri dikilerek, çevrelerinin düzenlenmesine geçildi.O yıllarda İstanbul ve Çanakkale’ye ve diğer kıyı şehirlerine ulaşımlar gemilerle yapılıyordu.
Bursa, Ülgen, Etrüks, Tarı ve Gülcemal gibi gemiler çalışırdı.O yıllarda Rumlardan kalma bahçeler ve bağlar vardı.Halkın büyük kısmı kayıkçılık, balıkçılık ve çiftçilik yapardı.Rumların 1921- 23 arasında azgınlıkları iyice arttı.
Cumhuriyetin ilanına kadar olan zaman içinde Rumların bir kısmı Yunanistan’a kaçarken, bir kısmı da Avrupa ülkelerine birazı da İmroz ve Bozcaada’ya gittiler..
1924 yılına gelindiğinde Mustafa Kemal’in, Balkanlardaki Türkleri yurda getirmesi için yaptığı karşılıklı değiştirme göçleri ile sonunda şehir tamamen Rumlardan temizlendi.
1921 – 22 yıllarında iyice azgınlaşan Rumlar, Bolayır’daki Gazi Süleyman Paşa’nın ve Namık Kemal’in kabirlerinin bulunduğu binaları eşeklerine ağır yapmışlardı.Gelibolu’daki Saruca Paşa, Hallac-ı Masur mekanı , Mehmed-i Bican Kabristanlığı gibi Osmanlı devrinin değerleri olan zatların kabirlerine de hayvanlarını bağlıyorlardı.
Merhum Ethem Övül Hoca notlarında bunları açık açık anlatmaktadır.
Belediye’nin ilk yeri olan ve şimdiki Belediye’nin ek binası olan binanın karşısındaki Tarım Orman Bakanlığı’nın kullandığı yer yapılarak Belediye buraya taşındı.
İskele Meydanındaki yıkıntılar yavaş yavş temizlenmeye başladı.İç Liman ile dış limanın üzerindeki köprü değiştirildi ve daha sağlam tahtadan bir köprü yapıldı.Bu arada şimdiki Vedat Namık Uraz Parkı’nın bulunduğu yerde yeni yapılaşmalar başladı.Buraları 1924 ‘te gelen Selanik Mübadillerine verilmişti.Burada bir çanak, çömlek ve testi satan dükkan, yan tarafında ise Topal Hafız Efendi’nin Hanı vardı. Onun yanında da bitişiğinde ise iki kahve 50’den sonra da bugünkü Atatürk Heykelinin bulunduğu yere de bir kahve yapıldı.Kale Burcu’nun etrafında sıra sıra gecekondu tipi dükkanlar oluşmaya başladı.Sürecek.