Sevgili okurlar ben 10 seneye yaklaşık Gelibolu ile iç içe olan sürekli gelip, giden yaz aylarında Saros’un suyunun güzelliğinden yararlanan denizin güneşin , kumun tadını çıkaran, mis gibi temiz havasını içine çeken, buram buram tarihini çok seven ve son 3 yıldır da burada temelli olarak ikamet eden bir insanım.Biz kalabalık bir aileyiz ben bu ailenin en büyük kızıyım dolayısıyla en çok okumuş olanı…Fakat eğer Gelibolu’da yaşıyorsanız, asker , polis ve devlet memuru değilseniz ne okuduğunuzun önemi olmaksızın işsiz kalmanız kuvvetli muhtemeldir. vet Gelibolumuz metropol büyük şehirlere kıyasla çok küçük olabilir fakat ben hayatımda bu kadar gelişebilecekken , gelişememiş bir ilçe görmedim. Bu kadar tarihi güzelliklere sahip Saros’a kıyısı olan turizmin piyasayı kasıp, kavurabileceği fakat şuan ki durumda normalin altında seviyelerde olan Gelibolumuz tabiri caizze heba ediliyor.
Genç neslin kendini geliştirebileceği vakit geçirebileceği bir iş sahibi olabileceği ve topluma bir şeyler katabileceği daha çok alan olmalı, daha çok kütüphanemiz olmalı, tarihi yerlere ulaşım daha rahat olmalı ki daha kolay olmalı ki gelişen ve güçlü bir toplum olabilelim.
Genç neslin kendini daha iyi hissetmesini sağlayamazsak, gençlerimiz buradan İstanbul’a vs. şehirlere kaçıp gitmeye devam edecekler. Yaşadığımız gezegende bizi tüm diğer canlılardan ayıran şeylerden biri bir bilince sahip olmamızdır. Bilinç en basit ve genel tanımıyla insanın kendisinin verdiği kararlarını düşüncelerinin ve çevresinde olup bitenin farkında olmasıdır.Bilinçli bir toplum için çalışan makinenin işleyen çarkları durmadan devam etmelidir. Biz gençler o çalışan makinenin çarklarıyız. Çevremizde olup bitenin farkında olmalı ve gençlerimizi daha iyi yetiştirmeliyiz.